Yapılan araştırmalar, 10 şahıstan 9’unun günde bir saat ya da daha uzun sürecek halde lisanına müzik dolanmasıyla uğraş ettiğini gösteriyor.
Toplumun büyük bir kısmının aşina olduğu bu duruma “earworm” deniyor. Earworm, 20’nci yüzyılın ortalarından beri birebir manaya sahip olan Almanca söz “Ohrwurm”dan geliyor. Bilim insanları bu duruma “sıkışmış melodi sendromu” ve “müziksel imge tekrarı” üzere öbür isimler de takıyor.
Cumhuriyet‘te yer alan habere nazaran, Londra Üniversitesi Goldsmiths’ten araştırmacı Vicky Williamson, earworm ile alakalı çalışmasında bu durumun nedenlerine değindi. Buna nazaran, mırıldanılan şarkıyı hatırlatan bir söz görmek, müzikle ilgili bir duyguyu hissetmek üzere tecrübelerin earworm’u tetiklediği anlaşılıyor. Bayanlar ve erkekler bu olayı eşit sıklıkla yaşasalar da, earworm’un bayanlarda daha uzun sürdüğü bilgilerle sabitlendi.
Başa çıkma yöntemleri
Konuyla ilgili araştırma yapan bilim insanlarının ortak görüşlerine nazaran earworm ile çaba etmenin tesirli 4 yolu var:
1) Müziğin tamamını dinleyin. Tüm şarkıyı baştan sona dinlemek, müziğin beyninizde “bir döngüye takılıp kalmasını” engelleyebilir.
2) Biraz çeşitlilik katın. Daha çok sevdiğiniz bir şarkıyı yahut bir ulusal marşı dinleyin. İngilizler üzerinde yapılan bir earworm araştırması, bilhassa Sex Pistols kümesinin “God Save The Queen” müziğinin, sendromu yenme konusunda hayli tesirli olduğunu gösterdi.
3) Boşverin. Earworm hakkında düşünmemeye çalışın ve durumun doğal olarak kendi kendine geçmesine müsaade verin. Bu noktada konsantrasyonunuzu diğer bir şeye odaklamak, earworm’u yenmenize yardım olabilir
4) Sakız çiğneyin. The Journal of Experimental Psychology’de daha evvel yapılan bir araştırmaya nazaran, beşerler akılda kalan bir melodiyi dinledikten çabucak sonra sakız çiğnediklerinde, earworm’a yakalanma olasılıkları düşüyor.