GÜZEL Parti Genel Lideri Meral Akşener, partisinin küme toplantısında konuşuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisine katılan Mehmet Ali Çelebi’ye çocuk yapma tavsiyesi verirken kullandığı “Bak PKK’nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var” formundaki ifadeyi eleştiren Akşener, “Hadi biz aslında, her haftanın olağan şüphelisiyiz de çiftçiler, bayanlar, gençler derken geçen haftanın talihli nefret nesnesi de, Kürtler oldu. Tuttu, bu ülkenin eşit ve erdemli vatandaşları olan Kürtleri PKK’lı ilan etti” sözlerini kullandı.
Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Ülkemizin yaşadığı krizler sarmalı maalesef her geçen gün büyümeye devam ediyor. Maaşlar kuşa dönmeye cepler boşalmaya devam ediyor. Ülkemizi yapboz tahtasına çeviren bu iktisat idaresi her hafta Zihni Hudut deneyi dayatıyor. Son halkası Merkez Bankası olmayan bir ülke tecrübesi. Son vakitlerde varlığı meçhul olan Merkez Bankası 150 baz puan faiz indirimine gitti. Faizlerin düşüşü kağıt üzerinde kaldı. Piyasanın prestij etmediği Merkez Bankası yok kararındadır. Bay krizin keyfi uğruna 85 milyonun geleceğiyle oynanıyor.
Siz, Sayın Erdoğan’ın faize karşıyım pozlarına bakmayın. Bu dünyada faizcilerin en çok sevdiği kişi, Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bir yandan, “Faizle savaşıyorum” masalıyla milletimizi meşgul ederken öte yandan ne yapıyor? Milletin hazinesini, gidip tefecilerin ayaklarına seriyor. 2022 yılı bütçesinde, 240 milyar lira faiz ödemesi öngörmüşlerdi. Artık ne diyorlar? Faiz sarfiyatı, 330 milyar lira. Üstelik, o denli de rahat söylüyorlar ki… Ortada, 90 milyar lira fark var lakin bunlarda en küçük bir utanma belirtisi bile yok. Bir düşünün. O 90 milyar lirayla, neler yapılmazdı ki? Mesela, gençlerimizin yurt sorunu çözülebilirdi. Mesela, çiftçiye gübre takviyesi verilebilirdi. Mesela, esnafa nakit dayanağı sağlanabilirdi. Ya da mesela düşük emekli maaşlarının tamamı taban fiyat düzeyine çıkarılabilirdi.
GÜVEN OLMAZSA YATIRIM OLMAZ: Faiz baronu bay kriz inat ettikçe olan milletimize oluyor. Lafla, talimatla Merkez Bankası yönetmeye çalıştıkça iktisat gerçekleri bedel ödetiyor. Bu bedeli doğal ki milletçe biz ödüyoruz. Meşakkatlerin sebebi bu iş bilmezliktir. İktisadın limanı inançtır. Demokrasi olmazsa adalet duygusu kaybolursa inanç olmaz. İtimat olmazsa yatırım olmaz. Yatırım olmazsa iş, aş olmaz. Bu iktidar insanlarımızın itimadını kaybetti. Bugün karşımızda Türkiye’yi enflasyon canavarına kurban eden; yandaşların, lobicilerin, faizcilerin adamı bay kriz var.
EKONOMİK KRİZ ALMIŞ BAŞINI GİTMİŞ, BU ARKADAŞ AÇILIŞ PEŞİNDE: Bay kriz iş siyasete gelince aile kurumu üzerinde hamaset yapmayı çok sever. Ekonomik kriz almış başını gitmiş, bu arkadaş açılış peşinde. Toplumsal çöküşün ayak sesleri duyulur olmuş Sayın Erdoğan açılış peşinde. Vatandaş artık bay krizin mitinglerine gitmiyor. Etrafındakiler de emekçileri, memurları miting meydanlarına götürmeye çalışıyor.
Öğretmenlerimiz tekrar AK Parti’nin çarpık zihniyetinin prangalarına takıldı. Diyarbakır Vilayet Ulusal Eğitim Müdürlüğü’nün yaptığı toplantıda saadet zincirine kurbanlar arar üzere öğretmenlere mitinge gitmeleri için talimat verdiği ortaya çıktı. Güya Vilayet Ulusal Eğitim Müdürü değil de AK Parti Vilayet Lideri. Bizim anlayışımıza nazaran bir devlet görevlisinin siyasi bir fikri olabilir. Fakat devleti yöneten bireylere değil, devlete bağlıdır. Kendisini misyona getiren siyasetçiye karşı minnet duygusu içinde hareket edemez. Maddeleri da keyfine nazaran esnetemez. Şimdiden uyarıyorum; herkes ayağını denk alsın. Gözümüz bu haksız uygulamaların üzerinde olacak.
Sayın Erdoğan en son ‘Giderlerse gitsinler’ demişti. Artık de gözlerini kalan hekimlere çevirmiş. Geçtiğimiz günlerde Sıhhat Bakanlığı bir yönetmelik yayınladı. Bu yönetmelik açığı kapatmak için yapılacaktı. Tabiplerimiz son yıllarda özel muayenehanelerde çalışmayı tercih etmeye başladı. Bu da önemli hekim açığına sebep olmaya başladı. Bu türlü saçmalık olabilir mi?
ERDOĞAN, KÜRTLERİ PKK’LI İLAN ETTİ: Her hafta yaptıkları abuk sabuk çıkışlarla imza attıkları yesyeni rezaletlerle artık siyasetin çivisini çıkardılar. Hakikaten bu durumun yansımalarına Sayın Erdoğan’ın, son haftalardaki nefret dolu hezeyan ataklarında da şahit oluyoruz. Haydi biz aslında, her haftanın olağan şüphelisiyiz de çiftçiler, bayanlar, gençler derken geçen haftanın talihli nefret nesnesi de, Kürtler oldu. Tuttu, bu ülkenin eşit ve erdemli vatandaşları olan Kürtleri PKK’lı ilan etti.
UCUBE BİR ZİHNİYETİN, KAHRAMANMARAŞ ŞUBESİ: AK Parti’nin, bir küme başkanvekilinin ağzından çıkan, ibretlik sözlerle gördük. Bu arkadaş, her bir cümlesi, başka bir patolojik hadise olan, bir açıklama yaptı. Dedi ki: “Maalesef bir kültür ihtilali olarak Cumhuriyet bizim lügatımızı, alfabemizi, lisanımızı, hasılı, bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir. Bugün konuştuğumuz Türkçeyle, bir fikir üretemeyiz. Yalnızca konuşma muhtaçlığımızı karşılayabiliriz. Şu rezalete bakar mısınız? Tarihi, fesli meczuplardan öğrenmiş, bir kelamda entelektüelin, hezeyan dolu şu tahliline bakar mısınız? Neymiş? Bu olağanüstü aydın arkadaşımız çığır açıcı niyetlerini, Türkçe lisanında üretemiyormuş. Yalnızca konuşabiliyormuş, ve bundan da çok müzdaripmiş… İşte size, “keşke Yunan kazansaydı” diyen ucube bir zihniyetin, Kahramanmaraş şubesi.” (HABER MERKEZİ)