Böbrek yetmezliğinin en yaygın belirtileri

Böbrek yetmezliği, böbreklerin normal işlevlerini yerine getirememesi durumudur. Kronik böbrek yetmezliği ise ileri yaştakilere özgüdür, iyileşemez, ancak çoğu durumda normal bir yaşamla uyumlu hale getirilebilir.

Öte yandan akut böbrek yetmezliği doğru ve zamanında tedavi ile geri döndürülebilir, ancak hızla ilerlerse ölüme bile yol açabilir. Teşhis için çeşitli testler gerekir.

Böbreklerin artık vücuttaki su dengesini ve tuz seviyelerini filtreleme ve koruma  işlevlerini yerine getirmemesi durumu böbrek yetmezliğidir. Böbrek yetmezliği, akut böbrek hasarı olarak da bilinen akut böbrek yetmezliğini ifade eder. Kronik form ise kronik böbrek hastalığı ve böbrek yetmezliği olarak adlandırılır.

Akut böbrek yetmezliğinde belirtiler aniden ortaya çıkar. Derin yorgunluk, ödem, hipertansiyon ve zihinsel karmaşa görülebilir.

Uygun zamanda ve uygun şekilde tedavi edilmezse, diyaliz veya organ nakli gerektiren böbrek fonksiyonlarında geri dönüşü olmayan kayıplara yol açabilir. Doğru bir müdahale ile birçok durumda iyileşmek mümkündür.

Kronik böbrek yetmezliğinde ise belirtiler hemen hemen aynıdır, ancak zamanla kademeli olarak ortaya çıkar.

Böbrek yetmezliği belirtileri

Böbrek yetersizliğinin akut veya kronik olmasına bağlı olarak belirtiler aniden veya zamanla ortaya çıkar. İlerleme kademeli olduğunda, hastalar ilk belirtileri diğer hastalıklarla karıştırabilir.

Böbrek fonksiyonundaki düşüş, yorgunluğa ve halsizliğe yol açar. Akut böbrek yetmezliğinde sürekli uyku hali varken, kronik böbrek yetmezliğinde uykusuzluk ile ilgili sorunlar olabilir.

Sıvılar uygun şekilde atılmadığı için bacaklarda, ayaklarda, göz altlarında ve ellerde su tutulması meydana gelir ve bu bölgelerde şişlik görülür. Akciğerlerde sıvı birikirse (akciğer ödemi) nefes almak zorlaşır ve hastanın hayatı tehlikeye girebilir.

Böbreklerin kanı temizleyememesi, dolaşımda zararlı maddelerin kalmasına neden olur. Bu, beyin gibi hassas organlar için tehlikeli olan genel zehirlenmeye yol açar. Zihinsel karmaşa ve ağır vakalarda koma ortaya çıkabilir.

Böbrek yetmezliğinde vücudun farklı bölümlerindeki tuz konsantrasyonu sağlıklı oranlarda olmaz ve bu da kramplara ve istemsiz kas kasılmalarına neden olur.

Böbrekler olması gerekenden daha az çalışıyorsa üretilen idrar miktarı normalden düşük ve rengi daha koyu olur.

Kronik böbrek yetmezliğinde yoğun kaşıntı, tırnaklarda değişiklikler ve hipertansiyon görülür. Böbrek yetmezliği her yaşta ortaya çıkabilirken, kronik böbrek hastalığı böbrek sorunları olan yaşlıların tipik bir hastalığıdır ve 65 yaşından sonra ortaya çıkar.

Hastalığın doğrudan genetik nedenleri yoktur, ancak genetik kökenli bozukluklardan kaynaklanabilir. Bazı idrar yolu bozuklukları düzeltilmezse tekrarlayan böbrek enfeksiyonlarına neden olabilir ve böbrek fonksiyonlarında düşüşe neden olabilir. Polikistik böbrek ve tip 1 diyabet böbrek yetmezliği riskini artıran doğuştan gelen bozukluklardır.

Böbrek yetmezliğinin nedenleri

Aldıkları kan miktarı yetersiz olduğunda, böbrekler akut yetmezliğe girebilir. Bu, çeşitli nedenlerden dolayı oluşur:

– Dolaşımdan kan çeken çok fazla kanama.

– Çok yüksek ve uzun süreli ateş veya yanık nedeniyle dehidrasyon durumu.

– Kalp yetmezliği, kalbin damarlardan kan pompalama yeteneğini kaybettiği ve dolaşımın yavaşladığı bir hastalık.

– Şiddetli bir alerjik reaksiyon nedeniyle anafilaktik şok veya bir enfeksiyondan kaynaklanan septik şok. Bu durumlar kan basıncını hızla düşürür, tansiyon düşer ve böbrekleri tıkar.

Böbrek fonksiyonu bir otoimmün hastalık veya tümör nedeniyle de kaybedilebilir. Veya bir damarı tıkayan trombüsün varlığı nedeniyle veya bir enfeksiyon nedeniyle de akut böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir.

Bazı ilaç zehirlenmeleri de böbrek yetmezliğine neden olur. Riskli ilaçlar arasında bazı kanser ilaçları, çeşitli antibiyotikler, lityum ve antienflamatuarlar bulunur. Zehirlenme, ağır metaller veya bilinçsiz kullanılan ilaçlar nedeniyle böbrek fonksiyonu bozulabilir.

İdrar yolu bozuklukları da ciddi hasara neden olabilir. Örneğin idrarın fizyolojik olarak akmasını engelleyen bir kitle (taş veya tümör) olduğunda böbrek hasar alabilir. Benzer şekilde, büyümüş bir prostat (prostatik hipertrofi) idrarı hapsederek idrar yolunu sıkıştırabilir ve böbrek yetmezliğini tetikleyebilir.

Böbrek yetmezliğinin evreleri

Kronik böbrek yetmezliği olan hasta, tedavinin gelişimini ve etkinliğini değerlendirmek için zaman içinde izlenmelidir. Bu amaçla en sık kullanılan testler idrar kreatinin, idrar nitrojen ve sodyum, kan gazı analizi ve natriüretik peptid tip B (BNP) testleridir.

Amaç, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleriyle böbrek fonksiyonundaki düşüşü yavaşlatmaktır.

Hastalığın evresini sınıflandırmak için kullanılan parametre glomerüler filtrasyon hızıdır (GFR):

Aşama 1: Normal veya hafif artmış GFR ile böbrek hasarı (semptom yok).

Aşama 2: GFR’de hafif bir azalma ile böbrek hasarı (semptom yok).

Aşama 3a: GFR’de orta derecede azalma (45-59 mL/dak).

Aşama 3b: Anemi ve asidoz ile ilişkili olabilen GFR’de (30-44 mL/dk) orta derecede azalma.

Aşama 4: Ön diyalizin başlatılmasını gerektiren GFR’de (15-29 mL/dk) ciddi azalma.

Aşama 5: Diyaliz veya böbrek bakli gerekli olduğu son aşama (GFR 15 mL/dk’dan az).

Akut böbrek yetmezliğinde ise belirleyici yön zamandır. Tedavi doğru olsa bile geç başlanırsa istenen sonucu vermeyebilir. Bu durumlarda hasta böbrek fonksiyonunu geri kazanamayabilir ve bu nedenle diyalize veya nakile ihtiyaç duyabilir.

Bu nedenle yaklaşım çokludur ve şunlardan oluşur:

– Dolaşımdaki toksin seviyelerini hemen azaltmak için geçici diyaliz sistemleri ile bile filtreleme aktivitesinin restorasyonu.

– Altta yatan nedenin tedavisi.

– Hastanın hayatı için riskli sonuçlara müdahale (akciğer ödemi, elektrolit dengesizlikleri, kan asidoz).

– Tuz ve su dengesi izlenir. Hasta susuz kalmışsa (işaret kötü kokulu idrar olabilir) verilir ve ayaklarında, bacaklarında, ellerinde ve gözlerinde şişlik varsa diüretikler verilir.

Böbrek yetmezliğinde beslenme ipuçları

Beslenme böbrek sağlığının korunmasında çok önemli bir rol oynar. Yenilen ve içilen her şeyin kalitesi ve miktarı böbreklerin yapması gereken iş miktarını belirler.

Böbrek yetmezliği olan kişiler için kişiselleştirilmiş bir diyet oluşturan bir beslenme uzmanına danışmak gerekir. Ancak, her durumda geçerli ve yasak gıdalar vardır.

Sağlıklı bir kiloya ulaşmak ve bunu korumak önemlidir ve değiştirildiğinde böbrekler için riskli metabolik sorunlara işaret edebilecek tüm parametreler, kan şekeri, kolesterol ve trigliseritler kontrol altında tutulmalıdır.

Tuzu azaltın

Tuz miktarını mümkün olduğunca azaltmak gerekir. Tüketilen tüm hazır gıdalar büyük miktarlarda tuz içerir. Masaya oturduğunuzda bunu dikkate almanız gerekir. İşlenmiş gıdalar azaltılmalı ve yemek masasında tuzluk kullanılmamalıdır.

Ayrıca tuzun yerini alabilecek limon suyu, baharatlar ve tatlandırıcıların kullanılması da faydalıdır. Bulyonlar, işlenmiş etler ve salamuralar tüketilmemelidir.

Proteini sınırlayın

Sağlıklı bir diyette, yeterli protein alımı şarttır, ancak aşırıya kaçmak sorun oluşturabilir. Proteinlerin sindirimi, normalde idrarla atılan, ancak böbrek rahatsızlığı olan kişilerde kanda biriken toksik bir madde olan üre üretir.

Et, balık ve süt ürünleri tüketiminin azaltılmasının yanı sıra, tıbbi amaçlı, üretilen özel protein içermeyen gıdaların kullanılması gerekebilir.

Fosfor

Ayrıca kuru baklagiller, kuruyemişler, çikolata, kakao, peynir, karaciğer ve yumurta sarısında bulunan fosfor alımını sınırlamak gerekir.

Taze meyve ve sebzeler, potasyum bakımından zengin olduklarından ileri evre hastalık durumları dışında serbestçe yenebilir.

Yeterli su için

Ne kadar ve hangi su içilmelidir? İleri aşamalarda doktorlar, hastaların susuzluğu gidermek için kesinlikle gerekli olan hacimde minimum düzeyde mineralli su (yani çok az çözünmüş tuz içeren) içmelerini tavsiye eder.

Bunun haricinde sağlıklı kişiler günde 8-10 bardak su içmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir