SEC ve Ripple (XRP) Davasındaki Güncel Gelişmeler

Ripple atipik bir kripto varlık. XRP davası da bu sebeple sıra dışı. Muhtemel etkileri ise olasılık hesapları yaptıran türden. Evet meşhur SEC ve Ripple davası. Kripto varlıklarla ilgili tek dava bu değil elbette. Aksine SEC tarafından açılmış birçok dava var. Bu davaları ve detaylarını merak edenler için Legal – Banka ve Finans Hukuku Dergisi 2020 / 34 sayısında yayınlanan Bankacılık ve Sermaye Piyasası Hukuku Perspektifinden Bitcoin Davaları makalemizi önerebiliriz. Ancak Ripple davası niteliği itibarıyla finans çevrelerinin epeydir yakından takip ettiği bir dava.

Dava o kadar önemli ki en ufak bir gelişme anında finans ajanslarını hareketlendiriyor. SEC v. Ripple davasında son zamanlarda yine gündeme gelen gelişmeler, bu gelişmeleri konu alan haberler konuşulmaya başladı. Davanın yakında davanın sonuçlanması bekleniyor. Bu vesileyle davanın konusunu ve güncel gelişmeleri, tarafları ve konusuyla beraber ele almak, olasılıklara hazırlıklı olmak için, faydalı olacaktır.

Sec ve Ripple davasının kronolojisi

Ripple ilk defa 2012 yılında piyasaya sürüldü. Diğer kripto paralardan ayrılan yanı ise uluslararası para transferlerini işlemek için blockchain teknolojisini kullanan bir ödeme protokolü olması. Tabi uluslararası para transferi alanı tam bir ateş çemberi. Bu alana yönelik bir iş yapmak hiç konu değil. Çünkü karşınıza bir çok devlet ve devletten öte şirketler çıkıyor. Para transferi başlı başına bir çok çerçeve düzenleme konuyken, uluslararası para transferinde bir çok tekel ve kısıtlama söz konusu. Ripple ise bu konvansiyonel yapıyı delip geçti. Bu bakımdan Ripple ilk günden beri çok iddialı bir kriptografik ağ ve sistem. Üç büyükler kim diye soracak olsak Bitcoin, Ethereum ve Ripple şeklinde yanıtlayabiliriz. Ripple’ı öne çıkartan diğer faktörler, düşük işlem ücretleri ve son derece hızlı işlem süreleri. Bu fonksiyon ve avantajlarıyla Rippleçok kısa bir sürede küresel seviyede yüzlerce finansal kurumla ortaklık kurmayı başarmış bir proje.

Şirketin kurucuları 2013 yılında fon toplamak için XRP’yi dijital varlık olarak kullanmıştı. İşin sonunda, Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (‘‘SEC’’) 22 Aralık 2020’de, Ripple Labs Inc ve aynı zamanda önemli iki yöneticisi Brad Garlinghouse ve Chris Larsen aleyhine kayıt dışı devam eden bir dijital varlık menkul kıymet teklifi yoluyla 1,3 milyar doların üzerinde para topladıkları iddiasıyla dava açtı. Kargaşa da tam bu noktada çıktı.

İddialar neydi?

SEC’in öne sürdüğü iddialara göre Ripple, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ve dünyadaki yatırımcılara kayıtsız menkul kıymet arzlarında XRP tokenleri satarak fon topladı. Tartışmanın odak noktası SEC’in XRP’nin bir menkul kıymet olduğunu iddia etmesinde toplanıyor.

ABD’de 1946 yılında, sermaye piyasası hukukunun dönüm noktalarından olan SEC v Howey davası Howey Test’ini ortaya çıkarmış. Bu dava ve test neyin Menkul Kıymetler Yasasına dahil olduğuna karar verilmesinde kullanılıyor. Test, bir işlemin “yatırım sözleşmesi” olarak nitelendirilip nitelendirilmediğini ve dolayısıyla bir menkul kıymet olarak kabul edilip edilmeyeceğini çözmekte yardımcı oluyor. Yatırımcıların varlığı değeri ve değerimim değişimi üzerinde hiçbir etkisi yoksa genellikle bir menkul kıymet olarak kabul edilmekte.

Davanın esasında; SEC, XRP’nin Howey Testin geçemediğini iddia ediyır. SEC’e göre XRP bir ortak girişime yatırım yaptıklarını varsayan yatırımcılar tarafından satın alınmış bir varlık. Bu sebeple SEC, Ripple’ın hem pazarlama çabaları ve arz manipülasyonu iddiaları nedeniyle, yatırımcıları XRP fiyatının şirketin faaliyetleri nedeniyle yükseleceğine inandırdığını, yatırımcıların bu sebeple XRP aldıklarını öne sürüyor. Pek tabi Ripple bu iddiaları kabul etmiyor ve uyuşmazlık uzadıkça uzuyor. Bu davanın üzücü yanı, XRP’nin kolayca ve kısıtlamalara, yüksek maliyetlere takılmadan uluslararası para transferini sağlayan modelinin davanın gölgesinde kalması. Oysa bu finansal bir devrim.

Ripple, davaya karşı savunmasında; XRP’nin menkul kıymet sayılacağına ilişkin SEC tarafından hiçbir bildirim almadıklarını ve bunun sonucunda SEC’in sanal para birimlerine karşı uygulamasında önyargılı olduğunu ileri sürdü. Hatta Ripple tarafından SEC’in bazı üyelerinin Ethereum gibi platformlar ile bağlantısı olduğu da öne sürülmüştü ki bu çok düşündürücü bir detay.

Davanın safahatı

Ripple savunma avukatı James K. Filan, 18 Eylül 2022 Pazar günü Ripple Labs, şimdiki CEO’nun ve eski CEO’nun özet yargı için erken bir talepte bulunduğunu bir Tweet üzerinden bildirdi.

Özet yargı talebin ABD yargılama hukukuna özgü bir kurum. Bu talepte konu ihtilafın gerçeklere dayalı olma durumunu ilgilendiriyor. Çünkü davada SEC ve Ripple maddi yani somut duruma dair bir ihtilaf içinde değiller. Asıl mesele ya da gündemdeki soru soru XRP’nin somut özellikleri itibarıyla, yürürlükteki yasal düzenlemeler karşısında menkul değer özelliği arz edip etmediği. Ne var ki aradan geçen uzun zaman boyunca, bu temel uyuşmazlığa cevap verebilmek için hukuki bir zemin henüz oluşturulmuş değil. Öte yandan, Ripple’ın sermaye piyasası araçlarından biri olan yatırım sözleşmesi veya yatırım aracı olmadığını savunması nedeniyle bir uzlaşma olasılığı konusunda bir iyimserlik söz konusu. ABD hukuku uzlaşma sanatında açık ara derin tecrübelere sahip. Win win kültürünü yargılamada bile korumak nevi şahsına münhasır (sui generis) bir eğilim.

Dikkat çeken bir diğer detay Dijital Ticaret Odası (‘‘CDC’’)’nın davaya katılması ve katılma şekli. Zira, ABD’de bir kripto varlık lobisi konumunda anılan CDC davaya ‘amicus curiae’ olarak katılmak istemişti. Mahkeme bu talebi kabul etti. Bu şekilde mahkeme dostu statüsü elde eden CDC’nin, mahkemeye bilgi, uzmanlık veya iç görü sağlayarak yardımcı olması bekleniyor. Nitekim, CDC ekibi davaya olan ilgisini açıklarken, mahkeme kararının geniş kapsamlı sonuçlarının altını gayet haklı ve oldukça kalın bir şekilde çizdi. CDC’nin açıklamasında XRP’nin teklif ve satışının bir menkul kıymet işlemi olup olmadığı konusunda bir görüşü olmadığı vurgulandı. Ancak CDC, bir yatırım sözleşmesinin altında yatan dijital varlıklara uygulanan yasal çerçevenin açık ve tutarlı olmasını sağlamakla ilgilendiğini savunarak davaya katılma isteğinin sebebini ikna edici şekilde izah etmiş görünüyor.

Sonuç

Dava daha sonuçlanmadı. Karar aşamasına oldukça yakınız. Kamuoyundaki baskın görüş davanın Ripple’ın lehine sonuçlanacağı şeklinde. Artık herkes, bu haddinden fazla uzayan davanın sonuçlanmasını sabırsızlıkla bekliyor. Dikkat çekici bir diğer nokta kararın yaklaşmasıyla birlikte XRP’nin değerinin de artması. Bu da davanın XRP lehine sonuçlanacağı beklentisinin satın alındığını işaret ediyor. Gerçi bu daha evvel birkaç defa daha fiyatlanmıştı. Davanın seyri, Ripple’ın lehine karar verilecek şekilde ilerlerse, bu durum özet yargı talebinin sonucunda SEC’in uzlaşma yoluna gitmesine sebep olabilir. CDC’nin davaya dahil olması da Ripple’ın lehine bir karar verileceği beklentilerini besliyor.

Bir kez daha vurgulamalı. Bu davanın sonunda verilecek karar ne olursa olsun teknoloji, finans ve hukuk alanında yaratacağı sonuç ve etkiler çok büyük olacak. SEC kazanırsa, XRP’nin menkul kıymet olarak kabul edilmesi benzer kriptoların da menkul kıymet olarak kabul edilmesini tetikleyebilir. Bu durumda akla ilk gelen Bitcoin. Ne var ki SEC dahil olmak üzere ABD’li düzenleyiciler Bitcoin’un bir menkul kıymet olmadığı konusunda, en azından şimdilik hemfikir. XRP davasının sonucu kripto varlıkların geleceğini, yatırımcıları, blokchain milliyetçiliğinin kaderini, teknoloji yenilikçilerini ve dünyanın her yerindeki kanun koyucuların yasalaştırma eğilimlerini derinden etkileyecek bir emsal emsal oluşturacağı için yakından takip etmeye devam edeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir