Tarihi zaferi ve Ermenistan ile yandaşlarının hezimetini resmileştiren deklarasyon

Azerbaycan’ın işgal altındaki Karabağ topraklarını özgürleştirmek için verdiği savaş, 10 Kasım 2020 Dağlık Karabağ Ateşkes Antlaşması ile sona erdi. Antlaşma, Ermenistan’ın teslim olduğunu duyurmasının ardından 9 Kasım’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan başbakanı Nikol Paşinyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından imzalandı.

Aynı gün halka hitap eden Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermeni liderlerin bu belgeyi imzalamaktan başka çarelerinin olmadığını, aksi takdirde hiçbir direniş ve dışarıdan gelecek hiçbir baskının Azerbaycan Ordusu’nun saldırılarını durdurayacağını ilan etti.

Siyaset Bilimci Sahil Isgandarov, Azerbaycan basınından Azvision için kaleme aldığı makalede Karabağ’daki mücadele ve zaferin arkasındaki şartları masaya yatırdı.

Hangi gerçekler şartlandırdı?

1. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev hükümeti döneminde güçlü bir savunma ordusu kurmak için uygulanan stratejik politika bağlamında Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, en modern silahlarla donatıldı ve personelin profesyonellik düzeyi yükseltildi. Sonuç olarak, dünyanın en güçlü 50 ordusundan biri haline gelen Azerbaycan Ordusu, son 25 yıldır işgal altındaki topraklarda düşman tarafından oluşturulan kademeli derin savunma hattını yardı ve düşmanı stratejik noktalardan kaçmaya, geri çekilmeye zorladı.

2. 9 Kasım’da Azerbaycan ordusu, Ermeni silahlı kuvvetlerine savaş alanlarında hiçbir şans tanımayarak, 300 civarında köy, 5 şehir, 4 yerleşim yeri ve çok sayıda stratejik tepeyi kurtardı. Personel arasındaki zayiat sayısını örtbas etmeye çalışan Erivan yetkilileri, rakamı yaklaşık 1.500 olarak belirledi. Ancak bağımsız uzmanlar, 7.000 ila 8.000 Ermeni askerinin öldürüldüğünü söyledi. Savaştan bir yıl sonra bulunan ve Ermeni tarafına teslim edilen cesetlerin sayısı, bağımsız uzmanların görüşlerini doğruluyor. Bu kayıplar kuşkusuz Ermenistan’ın ekonomik potansiyeli de dahil olmak üzere zaten kıt olan kaynaklarını daha da zayıflattı ve ülkeyi ekonomik-askeri bir uçuruma sürükledi.

3. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri eşsiz askeri harekatı sonucunda, Azerbaycan’ın incisi Şuşa’nın bir günde 70’den fazla köy ve 8 stratejik tepenin kurtarılmasının ardından, Ermenistan’ın direniş çabalarını hezeyana uğrattı. Tarihsel olarak zapt edilemez bir kale olarak görülen ve Ermenistan’ın burayı Karabağ’daki ayrılıkçı rejimin “başkenti” ilan etmeye hazırlandığı Şuşa, Azerbaycan askerleri tarafından hafif silahlarla kurtarıldı. Söz konusu özgürleştirme, düşman cephesinde bir şoka neden oldu ve sadece Ermenistan’da değil, destekçilerini de hayal kırıklığına uğrattı.

4. Cephedeki ağır yenilgi, büyük kayıplar ve halkın kapısını çalan ekonomik kriz, Ermeni toplumunda haklı bir hoşnutsuzluğa neden oldu. Ülke liderlerinin siyasi-askeri beceriksizliğini gözler önüne seren hezimet, sonunda Azerbaycan zaferinin kabulüne zorladı.

5. Bakü’nün tek resmi dış politikasının bir sonucu olarak, hem bölgesel hem de uluslararası siyasi konjonktür, en azından Azerbaycan davasına ve Vatanseverlik Savaşı’na sadık kalma fırsatı sağladı.

Azerbaycan neden 10 Kasım 2020 Üçlü Bildirisine bağlı kaldı?

1. Yukarıda bahsedilen gerçekler, Azerbaycan ordusunun sonuna kadar gideceği ve düşmanı tamamen yok edeceği konusunda hiçbir şüphe bırakmadı. Ancak, vatandaşlarının ve ordusunun hayatına bir kuruş bile değer vermeyen Ermeni hükümetinin aksine, Azerbaycan hükümeti her bir askerinin ve yurttaşının ölümünü ve yaralanmasını büyük bir trajedi olarak görmektedir. Bu nedenle Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev defalarca Büyük Vatanseverlik Savaşı’nda verilen yaklaşık 3.000 şehidin, büyük bir trajedi olduğunu acıyla söylemişti. Bu bağlamda, Ağdam, Kelbecer ve Laçın’ın tahliyesini içeren 10 Kasım 2020 Bildirisi, daha fazla kayıp yaşanmamasında önemli rol oynadı. Bu belge özellikle kışların çok sert geçtiği dağlık bölgeler olan Kelbecer ve Laçın’ın kurtuluşu açısından önemlidi. Çünkü sert, dağlık bölgedeki kış, muharebede daha fazla kayıp verilmesine neden olabilirdi. Ağdam’da, düşman tarafından inşa edilen çok sayıda tahkimat, başarıya ancak büyük kan dökülmesi pahasına ulaşılabileceğini gösteriyordu. Bu kapsamda 10 Kasım 2020 tarihinde Üçlü Bildiri’yi imzalayan Azerbaycan hükümeti, Ağdam, Kelbecer ve Laçın bölgelerinin savaşmadan kurtuluşunu sağlayarak daha fazla kaybın önüne geçmiştir.

2. Bu bağlamda, birçok kişi tarafından düşmanın da kayıplara uğrayacağı sorusu gündeme getirildi. Ancak askeri harekat teorisine göre saldıran taraf, özellikle dağlık koşullarda taarruz harekatı yürütürken, savunan tarafa göre daha fazla kayıp verir. Azerbaycan Ordusunun Büyük Vatanseverlik Savaşı’ndaki başarısı, yani savunulanlardan daha az zayiat pahasına kazanılan zaferlerin, her zaman insani değerlere bağlı olan Azerbaycan’ın daha büyük kayıplara karşı olduğunu gösterdiği doğrudur. Çünkü Şuşa, Hadrut, Fuzuli’nin kurtarılmasından sonra Ağdam’daki Ermeni askeri grubunun kuşatılıp yok edileceğinden şüphe yoktu. Ancak uzun yıllar sorunun barışçıl çözümünün önemini vurgulayan Azerbaycan, böyle bir yol izlemek istemedi.

3. Savaş sırasında, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermeni hükümetinin işgal altındaki topraklardan koşulsuz çekilme sağlayacağına dair söz ve bir takvim vermesi halinde, Azerbaycan’ın askeri operasyonları derhal askıya alacağını defalarca vurguladı. 10 Kasım 2020 tarihli Üçlü Bildiri çerçevesinde Ermeni hükümeti bu yükümlülüğü üstlenmek ve yerine getirmek zorunda kaldı. Böylece Azerbaycan, hiçbir ülkenin topraklarında gözünün olmadığını ve sadece topraklarının kurtuluşu için bir yurtseverlik savaşı yürüttüğünü gösterdi. Ayrıca elde edilen başarıları teyit etti.

4. 10 Kasım 2020 tarihli Üçlü Bildiri, Azerbaycan’ın Demir Yumruğu, Türkiye’nin siyasi ve manevi desteği ve Rusya’nın uluslararası hukuka dayalı sadık duruşu nedeniyle Güney Kafkasya’da oluşturulan yeni jeopolitik gerçekliği resmileştirdi. Bu bağlamda, bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesisi, kapsamlı ekonomik, sosyal ve insani iş birliğinin geliştirilmesi için tüm iletişim kanallarının açılması, özellikle Azerbaycan’ın Nahçıvan ile ilişkilerinin restorasyonu ve Zengezur koridoru üzerinden Türkiye’ye erişimin sağlanması en önemli sonuçlardan biridir.

5. 10 Kasım 2020 tarihli Üçlü Bildiri, her iki gerçeği de bünyesinde barındıran belgelerden biridir. Bu Bildiri, sadece Azerbaycan’ın tarihi zaferini teyit etmekle kalmamış, aynı zamanda saldırgan Ermenistan ve yandaşlarının tarihi yenilgisini de resmileştirmiştir.

Böylece 10 Kasım 2020 tarihli Üçlü Bildiri, Ermenistan’ın teslim olmasını teyit ederek, Azerbaycan koşullarında bölgede gelecekteki süreçlerin seyrini belirleyen bir belge haline geldi.

star.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir